Feminist edebiyatın en önemli erken dönem temsilcilerinden Charlotte Perkins Gilman, Dağı Yerinden Oynatmak adlı eserinin ardından yeni bir ütopya kuruyor: Kadınlar Ülkesi. Maceraya ve bilime düşkün ancak kişilikleri birbirinden tamamen farklı üç Amerikalı erkek sadece kadınların yaşadığı bir ülke keşfeder. Yaşadıkları dünyadaki kötülükler, düşmanlıklar, savaşlar yoktur bu ülkede, aksine derin bir dostluk ve kardeşlik, hepsinden önemlisi evrensel bir annelik duygusu vardır. Kahramanlarımız, hoş burada kahraman sıfatını hak eden erkekler midir sizler karar vereceksiniz, bu eşsiz ülkeye uyum sağlamaya çalışırken zihinlerindeki kadın algısı değişmeye başlar ve hem kadınları hem de birbirlerini yeniden tanırlar. Böyle bir yerde neler kazanacak, nelerden mahrum kalacak, neleri arayacak ya da hiç aramayacaklardır? Gilman 1915 yılında bu kitabı kaleme alırken sadece kadınların hayattaki konumlarına değil, aynı zamanda dönemin politikasına, ekonomisine, tarımına, eğitimine, yoksulluğuna, bilimine ve daha nicesine o kendine özgü hiciv dolu üslubuyla değinmiştir. Kadınlar Ülkesi kadınların başarabileceklerine, dostluğun ve birlikteliğin getirilerine, savaşsız ve hoşgörülü bir dünyanın umuduna sesleniştir.
|
Genel Özellikler |
|
Çevirmen | Melda Olcaytu |
Barkod | 9786257163422 |
Sayfa Sayısı | 176 |
Baskı Sayısı | 1. Baskı |
Cilt Tipi | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Kağıt Cinsi | 3.Hamur |
Boyut | 13.50 x 21.00 |
Charlotte Perkins Gilman 19. yüzyıl sonları 20. yüzyıl başlarında yaşamış, feminist edebiyata önemli katkılarda bulunmuş Amerikalı bir sosyolog ve yazardır. Aynı zamanda döneminin önde gelen hümanistlerinden ve kadın hakları savunucularındandır. Dağı Yerinden Oynatmak adlı eserinde, feminist bakış açısıyla ve ironilerle bezeli üslubuyla bambaşka bir dünya yaratmıştır okurlarına.
John Robertson, Himalayalara yaptığı bir keşif gezisi sırasında kayalıklardan düşer ve hafızasını yitirir. Otuz yıl sonra kız kardeşi tarafından bulunduğunda artık bambaşka bir adamdır. Ancak bu süre zarfında dünya da bambaşka bir yer olmuştur. Uzun eve dönüş yolculukları boyunca bu farklı dünyayı tanımaya çalışan John, ülkesine döndüğünde yeniliklere ayak uydurmakta zorlanacaktır. Neden sonra anlayacaktır ki bütün bu değişimin temelinde aslında tek bir şey yatmaktadır: Zihniyet değişimi. “Kadınların uyanışları” diye dile getirir bunu Perkins kurduğu ütopyada, nihayetinde bu dünyayı değiştiren insanların bakış açısıdır ve bunu sağlayan da kadınlardır.
Kadınlar Ülkesi Üçlemesi’nin ilk kitabı Dağı Yerinden Oynatmak, Türkçeye ilk defa Cem Yayınevi tarafından çevrilmiştir.
Olaf Stapledon, bilimkurgu dünyasının büyük saygı duyduğu ama nedense o dünya haricinde çok az tanınan bir yazardır. 2014’de Bilimkurgu ve Fantezi Onur Listesi’ne alınan Stapledon, Arthur C. Clark’tan Stanislaw Lem’e pek çok bilimkurgu ustasını etkilemiş bir öncüdür.
Bireysel akılların bileşkesi bir Üstün Akıl yaratılır ama o bile evrenin gizemini çözemez. İşte tam Stapledon’a has bir durum. Son ve İlk İnsanlar, Stapledon’un dünyasına ilişkin benzeri anahtarları bulabileceğiniz bir ilk roman. Topluluk ülküsü ve insan varoluşuna anlam kazandıran ruhsal yaşantıyı milyonlarca yıl boyunca takip eden Stapledon, sizi düşünsel bir meditasyona sokacaktır.
Avrupa’da avarelik, Asya’daki İngiliz sömürgelerinde polislik, İspanya İç Savaşı’nda gönüllü çarpışma, bir keskin nişancının hedefi olup ölümden dönme… George Orwell, yaşamı da yapıtları denli ilgi çekici bir yazardı. Gözüpek bir eleştirmen, sıkı bir hicivci olarak çok sayıda başarılı kitap yazmıştı. Pek çok eseri arasında, 1984 ayrıksı bir yere sahiptir.
George Orwell 1984’ü yayınladığında, yıl 1948’di. 2. Dünya Savaşı’nın izleri taze, 1984 yılı henüz çok uzaktı. Fakat 1984 yılına çabuk ulaştık, tıpkı Orwell’in romanında çizdiği dünyaya sandığımızdan çabuk ulaştığımız gibi. Kâhince bir öngörüyle yazılan 1984, Büyük Birader mefhumunu yaşamımıza sokan roman olarak tarihe geçmeyi hak etmiştir. Sadece edebiyat tarihi açısından değil, 1984 sosyal bilimlerin her alanında özel incelenmesi gereken bir eserdir.